Tıbbi terimler, terimleşerek tek anlama dönüşen sözcüklerin tıp alanında da kendine özgü terimleri bulunmaktadır. Buna örnek verecek olursak anatomi, tıp dalından en büyük temel bilim dalları arasında yerini almaktadır. Bu sebeple tıbbi terimler, ilk belirlemiş olduğu temel ana dal anatomi dalıdır. Tıbbi terimler genellikle Grekçe ya da Latince 'dir. Bu dillerden köken alan tıbbi terimler bazı dillerde uygulandığında değişiklikler gösterebilmektedir. Genellikle bu değişin dillerin söyleyiş biçimlerinden kaynaklanmaktadır.
Tıbbı Terimler
Ekinokok: Kurtlarda ve köpeklerde ve kısmen de olsa kedilerde bulunan parazit lavlarının memeli canlılara büyüyüp, hidatik kistlerine dönüşmesine denilir.
Eklampsi: İlerleyen hamilelik dönemlerinde ya da doğumlardan hemen sonra ödem, yüksek kan basıncı, idrardaki protein yükselmesiyle birlikte görülen nöbetlere denilir ve bu nöbetlerle birlikte bilincin kaybolması hali olarak da söyleyebiliriz.
Debilite: Zekâ geriliği rahatsızlığına verilen isimdir.
Defekasyon: Dışkının vücuttan dışarı atılması olayına denilir.
Defibrilatör: İnsan kalbinin normal atışının dışında devam eden bir durum görüldüğünde o kalp atışınızı durdurarak tekrardan normal kalp ritmine dönmesini sağlayan araca denilir.
Bandaj: Yaraların üzerini kapatmaya yarayan ve tespit edici tahtaların yerinde tutmaya yarayan kumaş parçalarına verilen isimdir.
Ballismus: Bacakların ve kolların şiddetli bir şekilde ve istemsizce atıcı hareketlerine denilir.
Antiseptik: Genel olarak mikrop öldürücü olarak bilinen bu tıbbi terim, bütün maddelerin kullanım özelliklerine göre farklılık göstermektedir. Bunun yanı sıra insan, bitki ve hayvan dokularına yerleşip hastalığa sebebiyet veren virüs, mantar ve bakteri gibi tek hücreli asalak canlıların yok edilmesini sağlayan temel yapı taşlardan biridir.
Calcaneus: Tıbbi teriminin karşılığı topuk kemiği olarak adlandırılmaktadır.
Hematolog: Kan ve kan hastalıkları ile ilgilenen doktorlara verilen isimdir. Eğer hematolog olmak istiyorsanız çocuk hastalıkları uzamanı ya da iç hastalıkları uzmanı olmanız gerekmektedir.
Candida: Bireylerin vücutlarında görülen bir tür mantar çeşidine verilen addır.
Glokom: Hiçbir belirtisi belli olmayan sindir bir hastalık olan glokom, sadece ve sadece göz için yapılan ölçümler ile tespit edilmelidir. Gözlerin içindeki basıncın yükselmesiyle birlikte görme sinirlerinin tahribatı glokom rahatsızlığına sebebiyet olmaktadır
Cerahatekzema: Deride görülen şişme, kaşıntı, kızarıklıklar gibi belirtilerin en büyük nedeni cilt rahatsızlığından kaynaklanmasıdır. Kronik ve akut diye ayrılan bu terimin kuru ve yaş egzama olmak üzere de cinsleri bulunmaktadır.
Ketonüri: İdrar ile keton çıkarılmasına denilir.
İnflamasyon: Birbirinden farklı mikrobik ajanlara ve toksinlere karşı vücudun gösterdiği hararetlerin artmadı, kızarıklıksa birlikte karakterize edilen iltihap reaksiyonuna denilir.
Kifoz: Omurganın açık kısmının öne bakan kamburluğuna denilir.
Adrenalin: Böbreküstü bezler aracılığı ile iç tarafından salgılanan hormonlara verilen isimdir.
Hematoloji: Kan hücreleri ve kanın yapısı, buna bağlı olarak da dalak, lenf organları ve kemik iliği gibi hastalıklarla uğraşan bilim dalına denilir.
Afoni: Kısmi ve tam olarak yaşanan ses kaybına afoni adı verilir. Afoninin sebepleri genellikle gırtlak ve boğaz hastalıkları, nöroz ya da konuşma kaslarını kontrol eden sinirsel hastalıklardan ötürü görülmektedir.
Anemi: Halk diliyle kansızlık olarak bilinen anemi, alyuvar sayılarının az olması ve akyuvarların içerisindeki hemoglobin maddelerinin azlığına verilen isme denilir.
Ajite: Taşkınlık yapan bir bireye denilir.
Periferik Yayması: Parmağın etli uç kısmından alınan kanın lam diye bilinen mikroskobik cama konulup, yayılıp ve boyanması ile oluşan durumdur.
Retikulosit: Kemik iliğinden dolaşıma çıkan yeni ve genç eritrositlere denilir.
Eritrosit: Kırmızı kan hücrelerine verilen isimdir. Eritrositler oksijenin tüm vücuda taşınması ile görevlidirler.
Trombosit: Kanda bulunan küçük hücreler yani kan pulcuklarına trombosit adı verilir. Bu hücreler kanama esnasında o bölgeye giderek damar bölgesindeki hasarlı yerin kanamasını durdurur.
Lökosit: Lenfosit, bazofil, monosit ve nötrofil gibi beyaz kan hücrelerine denilir. Beyaz kan hücreleri enfeksiyonlar ile mücadelede ederek aynı zamanda da bağışıklık sistemini oluşturan hücrelere denilir.